26 Ekim 2014 Pazar

Kocalarınızın Sırtına Yük Olmayın!

Kocamın sırtına o kadar yük oldum ki artık buna bir son vermem gerek dedim ve kendime lastik çizme aldım. 
Bu çizmeleri bu yıl aldım, daha öncesine kadar dere kenarındaki tarlaya gitmek istediğimizde dereyi geçmek için sağolsun eşim beni sırtına alıp karşı tarafa geçiriyordu.

Artık eşimin sırtına daha fazla yük olmak istemediğimden lastik çizme arayışına girdim.


lastik çizme

Çok pahalı bir şey almaya gönlüm razı olmadı ve gayet uygun bir fiyata bunları buldum. Ayağıma bir numara büyük ama çok da rahatsızlık vermiyor bu durum.
Üretici firma sağolsun çocuk botlarını 35 numaraya kadar üretmiş, yetişkinler için olanlarsa 37 numaradan başlıyordu yani arada 36 numaranın esamesi yok. Sanırım 36 numara ayağa henüz gelişimini tamamlamamış; 'daha büyüyecek ablası' gözüyle bakmışlar.

Gelelim rengine; özel olarak tercih ettiğimi sanmayın, ayak numaramdan bile feragat etmişken rengine ses çıkarmam pek mümkün değildi. Tahmin edersiniz ki başka seçenek yoktu.

Bu çizmelerle Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'ya rakibim bundan böyle, en azından köyde nam salmam an meselesi.

Sözün özü lastik çizmeler köy hayatının olmazsa olmazı. Tarlaya bahçeye giderken arıktan, dereden geçmek gerekiyorsa ya da hava yağmurlu, tarla yeni sulanmışsa lastik çizmenizin olması şart.
Kadınlarımızın yaşla birlikte kilosuna kilo katıp kocalarının 1.5 katı haline geldiğini düşünürsek adamların belinin bükülmesini beklemeden alın bir lastik çizme derim.

Bu vesile ile beni bunca zaman sırtında taşıyan canım eşime de ayrıca teşekkür ederim. Bundan sonra sırtında taşımayacak olsa da baş tacı etmeye devam etmesinde sakınca görmüyorum :)
(Çok mu iddialı oldu ne ?)


 

10 yorum:

  1. Ayy ben bayıldım bu çizmelere de bu yazıya da:)

    YanıtlaSil
  2. Çok güzeller :) Güle güle giyin. Böyle bir çizme herkese lazım. Koskoca İstanbul da artık şantiyeye döndüğünden her yer bataklık gibi, yürünmüyor. Çizme şart :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :) Bayram öncesi İstanbul'daydım, 'Eski Köyümden' yazımda sizin bahsettiğiniz duruma değinmiştim. Gerçekten de şu ara İstanbul'da yaşamak her zamankinden daha zor.

      Sil
  3. Rengi harikaymış :) Bizim köyde böyle çizmeler değil de lastik ayakkabılar vardı, yani annemlerde hala var, babetin lastiği işte, az biraz kabası ;)
    Güle güle giyin :)

    YanıtlaSil
  4. Ne güzel yazmışsınız,ne güzel anlatmışsınız.tebessümle okudum.Çok hoşuma gitti.Çizmelerin rengide çok güzelmiş kalın çorapla aradaki bir numara buyuklukde kaybolur.
    Blog kesif etkinliğinde tanıdım sizi ve böyle içten yazan bir blogla karşılaşmış olmakdan çok mutlu oldum.Sizi takibe aldım ,banada beklerim:)
    http://madamcosmetic.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  5. :))) Umarım yüz yüze de tanışırız.

    YanıtlaSil
  6. Cizme de , salvar da yakismis, blogunuzu bulduguma sevindim, intagramdan sonra burada da sizi rakip etmekten mutlu olacagim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu bana o zaman, çok sevindim yorumunuza :)

      Sil